SpongeBob SquarePants: The Cosmic Shake – İnceleme

Bunu duyduğunuzda şaşırır mısınız yoksa bana hak verir misiniz bilmiyorum ancak ben SüngerBob oyunlarını çok seviyorum. Battle for Bikini Bottom aslında birçok kişinin favorileri ortasından. 2003 periyodunu düşündüğümüz vakit sahiden eğlenceli bir oyun. Öte yandan PSP’ye çıkmış oyunlarından da Truth or Square ferdî favorilerimden. Hal bu türlü olunca rastgele bir yine üretim olmayan, büsbütün yeni bir SüngerBob oyununa heyecanlanmam işten bile olmadı. Ancak SpongeBob SquarePants: The Cosmic Shake’in o denli sıkıntıları var ki denetimcinin başına heyecanla oturmasaydım bile gözüme batardı kesinlikle.

Battle for Bikini Bottom’ın yine üretim versiyonun incelemesini “uzun bir SüngerBob kısmı izlediğinizi hissettiriyor” diyerek bitirmiştim. The Cosmic Shake’in birinci meselelerden biri uzun bir SüngerBob kısmı değil de kısa kısa skeçler izliyormuşsunuz üzere hissettirmesi. Öykü gereği portallarla alternatif vakit dilimlerine gidip farklı gerçekliklerle haşır neşir olduğumuz için lineer bir anlatıdan çok dallanan bir anlatım kelam konusu. Lakin yanlış anlaşılmak istemiyorum, bunu pek de âlâ manada demiyorum.

Kitabın kapağına göre… E bu kitapların kapakları birebir?!

Giriş paragrafında dikkat çekmek istediğim bir şey vardı, bilmiyorum becerebildim ancak ben yeniden belirtmek istiyorum. Battle for Bikini Bottom çıktığında yıl 2003’tü. The Cosmic Shake için de “ruhani devam” demek ne kadar hakikat bilmiyorum ancak Battle for Bikini Bottom’un müsaadeden gidiyor. Ama gerçekten… Hani çok fazla müsaadeden gidiyor. The Cosmic Shake’deki atak animasyonundan tutun SüngerBob’un kayarak gittiği animasyonlara kadar Battle for Bikini Bottom’la büsbütün tıpkı. Purple Lamp’in Battle for Bikini Bottom’ın yine üretim sürümünü geliştirdiğini düşününce çok da garipsenecek bir durum üzere gelmiyor olabilir ancak oyunu oynarken hakikaten “Ya ben Battle for Bikini Bottom mı oynuyorum, yoksa The Cosmic Shake mi oynuyorum?” diye düşündüğümü sık sık hatırlıyorum.

God of War: Ragnarök periyodundaki üzere bir argüman oldu bu animasyon sıkıntısı lakin hem başka SüngerBob oyunlarına bakarsanız hem de Battle for Bikini Bottom’ın tekrar imalinin oynanışı ile The Cosmic Shake’in oynanışını birebir anda izlerseniz göreceksiniz ki The Cosmic Shake’de çok kıymetli bir şey eksik: Ruh.

Örnek vermek gerekirse Truth or Square’da SüngerBob atak yaparken kimi vakit spatulaya kimi vakit gemi dümenine dönüşüyordu. Üstelik bu bir PSP oyunu! Ama The Cosmic Shake bu tip bir çeşitliliği es geçmiş. Bu durum da The Cosmic Shake’i tek başına bir oyun yapmak yerine güya Battle For Bikini Bottom DLC’siymiş üzere hissetirmiş.

20 yıllık formül, e olağan ki yaşlanmış

Animasyonları belirli bir yere kadar sineye çekilebilir bulabilirsiniz ama sorun yalnızca bu değil. Düzey dizaynları da yaratıcılıktan bir ölçü uzak. Kimi vakit tempoyu değiştirmek ismine farklı kamera açıları, denizatı sürdüğümüz (ki denizatları otomatik koşuyor :/) farklı platform sekansları olsa da sorun temelde olunca bu tip ufak dokunuşlar durumu kurtaramamış. Zımnî kısımlar ve toplanabilirler de varmış lakin bunları keşfetmek için rastgele motivasyonu ne yazık ki bulamadım.

Şimdi… Oyunun, çocukların da oynanması için tasarlanmış olduğu çok belirli. O yüzden çok kolay olmasından dolayı çok vurmayacağım. Ancak dodge atmak ya da baloncukla düşmanları sersemletmek üzere combat kısmını çeşitlendirmek için oynanış elementleri eklenmiş eklenmesine de bunlara hiç gerek yok. Taarruzlar ortasında rastgele bekleme durumu olmadığı için atak tuşuna spam’lamanız kâfi. Bir öteki deyişle düşmanlarınızını def etmek için girdiğiniz rastgele bir uğraş yok.

Bir öbür değinmek istediğim husussa oyunun kendini kocaman bir internet latifesine çevirmek istemesi. İnternet meme’lerine referanslar, fan servisleri… Bunlar eğlenceli ve hatta hoş şeyler. Yani sinkaflı konuşmak istemezdim ancak bu daha güzel anlatabilmenin bir yolu yok, geliştirici takım bu hadisenin b*kunu çıkarmış. Her yerde fakat bakın HER YERDE bir gönderme var. Tavuk SüngerBob, Güzel Squidward, Sweet Victory’nin çalındığı orkestra sekansının tamamı… Birinci bakışta göze batmayanlar dışında Yengeç Restoran’ın yanındaki ançuezler, SüngerBob’un aranıyor ilanı, ♫”Yengeç Pizzası en hoş pizza”♫… Daha örnek vermeme gerek yok sanırım lakin hislerimi anlatan bir gönderme daha yapmak istiyorum: Yaşasın Mi minör, harika! *uyuyakalır*